ıslıkla downtown train çalarak çapadaki yalnız apartmanının güzel kapısını kapatır.zihninde uykuya dalmış güvercinlerin ürkekliği, ruhunda kırılmaya yüz
tutmuş bir hindu halatının mahsunluğu vardır. takriben 100 adım atacak
ve sokağın köşesindeki tekel bayiine gidecek, devletin kendisine
sağladığı öğrencilik kredisinin belirli bir miktarını bütçesi
çerçevesinde çarçur edecektir. hüzünlüdür. tom waits zaten hüzün demek değilse ne demektir.
huzursuz adımlarını sokağın köşesine doğru yönlendirir. yürürken karşısından mahallenin şarapçısı çakır gelmektedir. "çakır naber lan? şarabı bitirmişin erkenden. ne iş?" şeklinde selam verir. "perfecktus abi be. bana bi bira alsana be" şeklinde tinerci yavşaklığı ve korkutucu bakışlarıyla cevap verir çakır. perfecktus korkmaz. özgür olanlar korkmaz çünkü. ölüm özgürlüğü kısıtlayamaz. "olur lan. gel alıym sana iki bira şerefsiz." diye neredeyse aşırıya kaçan bir sevgi gösterisiyle cevap verir perfecktus. insan zihninin kıvrımları her zaman yeni sürprizlere gebedir. çakır ve perfecktus başlarlar hayatlarının ne ilk ne de son 100 metresine.
tekel bayii çakırı tanır. "dünya üzerinde işlevi kalmamış fakat bu kadar bayisi bulunan başka bir kuruluş yoktur herhalde" der perfecktus çakır'a. çakır bunun farkında değildir. bu durum çakırın sikinde değildir demek daha doğru olur sanırım. "senin bi manitan vardı çakır, beyaz bi kurt köpeği, noldu lan ona?" diye sorar tekel bayisi. kuruyemişçi bozuntusu. "siktim öldü" der çakır. sinirlenmiştir. perfecktusla aralarınaki entellektüaliteye dayanan arkadaşlık bu noktada son yolculuğuna uğurlanmaktadır.bu durum ziyadesiyle sinirine dokunur perfecktusun.
"siktir et sen itleri çakır" der perfecktus. it derken tekel bayiine bir bakış çakar. sert bir bakış. dişlerinin arasından tısladığı duyulur perfecktusun. adanalı backgroundu ve jiu jitsu konusundaki ustalığını bakışlarına yansıtır. tekel bayii korkmuştur. "peki öyle olsun bakalım" gibilerinden bir bakış atar fıstıkçı şahap. "ordan iki tane efes extra ver çakır'a... " der perfecktus, cümlesine devam etmeyi düşünürken çakır şimşek hızıyla fırlatır kelimelerini. "bomonti ver". bomontinin bir semt dışında başka bir cümlede ilk kez kullanıldığına şahit olan perfecktus şaşırır. "bomonti ne lan çakır! al işte efesini amına koyim" der. çakır bu kez korkar bu sertlikten çünkü perfecktus jiu jitsu bilmektedir. çakır perfecktusun jiu jitsu bildiğini kötü bir tesadüfle öğrenmiştir. asla da unutamayacaktır. "abi o gaz yapıyor amınakoyim ya" . çakır bunları söyler ve kenara çekilir. "tamam öyleyse iki tane bomonti ver çakır'a" der perfecktus, "dört tane de bana".
huzursuz adımlarını sokağın köşesine doğru yönlendirir. yürürken karşısından mahallenin şarapçısı çakır gelmektedir. "çakır naber lan? şarabı bitirmişin erkenden. ne iş?" şeklinde selam verir. "perfecktus abi be. bana bi bira alsana be" şeklinde tinerci yavşaklığı ve korkutucu bakışlarıyla cevap verir çakır. perfecktus korkmaz. özgür olanlar korkmaz çünkü. ölüm özgürlüğü kısıtlayamaz. "olur lan. gel alıym sana iki bira şerefsiz." diye neredeyse aşırıya kaçan bir sevgi gösterisiyle cevap verir perfecktus. insan zihninin kıvrımları her zaman yeni sürprizlere gebedir. çakır ve perfecktus başlarlar hayatlarının ne ilk ne de son 100 metresine.
tekel bayii çakırı tanır. "dünya üzerinde işlevi kalmamış fakat bu kadar bayisi bulunan başka bir kuruluş yoktur herhalde" der perfecktus çakır'a. çakır bunun farkında değildir. bu durum çakırın sikinde değildir demek daha doğru olur sanırım. "senin bi manitan vardı çakır, beyaz bi kurt köpeği, noldu lan ona?" diye sorar tekel bayisi. kuruyemişçi bozuntusu. "siktim öldü" der çakır. sinirlenmiştir. perfecktusla aralarınaki entellektüaliteye dayanan arkadaşlık bu noktada son yolculuğuna uğurlanmaktadır.bu durum ziyadesiyle sinirine dokunur perfecktusun.
"siktir et sen itleri çakır" der perfecktus. it derken tekel bayiine bir bakış çakar. sert bir bakış. dişlerinin arasından tısladığı duyulur perfecktusun. adanalı backgroundu ve jiu jitsu konusundaki ustalığını bakışlarına yansıtır. tekel bayii korkmuştur. "peki öyle olsun bakalım" gibilerinden bir bakış atar fıstıkçı şahap. "ordan iki tane efes extra ver çakır'a... " der perfecktus, cümlesine devam etmeyi düşünürken çakır şimşek hızıyla fırlatır kelimelerini. "bomonti ver". bomontinin bir semt dışında başka bir cümlede ilk kez kullanıldığına şahit olan perfecktus şaşırır. "bomonti ne lan çakır! al işte efesini amına koyim" der. çakır bu kez korkar bu sertlikten çünkü perfecktus jiu jitsu bilmektedir. çakır perfecktusun jiu jitsu bildiğini kötü bir tesadüfle öğrenmiştir. asla da unutamayacaktır. "abi o gaz yapıyor amınakoyim ya" . çakır bunları söyler ve kenara çekilir. "tamam öyleyse iki tane bomonti ver çakır'a" der perfecktus, "dört tane de bana".
derken bomonti serüveni başlar. aslında olay böyle cereyan etmemiş olsa da hayal gücü her vakit garibanın sermayesidir bi yerde. "ne olmuş yani büyük adam olamadıksa, hyallerimizi satmadık ya!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder