"Hiçbir şey Hayat Kadar Şaşırtıcı Olamaz. Yazı Hariç!"


31 Aralık 2011 Cumartesi

Yaralı Parantez

Sabah uyandı. bu sabahın her sabahtan ne farkı var diye düşündü, yüzünü yıkadı yalandan, aynada kendine baktı yalandan, dişlerini fırçaladı yalandan... salona döndü. bütün rafları toz içinde kalmış kitaplığından rastgele bir kitap seçti, ve rastgele bir sayfasını açtı. yıllardır kendi kendine oynadığı bir oyundu bu. her sabah rastgele bir kitap seçip rastgele bir cümlesini açıp uyuyakalıncaya kadar bu cümleyi düşünmek. yalnızlık bu demek değilse ne demekti. hem herkesin kendine oynadığı oyunlar farklı değil miydi? bazıları işe gidiyor, bazıları alışveriş yapıyor, bazıları da rastgele kitap seçiyordu. "Başka hiçbir şeyi beceremeyenler için deniz her zaman son şans olmuştu." artık gün boyu düşüneceği paslı cümlesini seçmişti. çok değişik cümlelerin de denk gelmişliği vardı elbet. hangi saçma sapan cümleleri seçmemişti ki şimdiye kadar. geçmişte okuduğu şimdiyse kaderin ve zihninin arka bahçelerinden önüne serilen cümlelerin esrarını çözmeye çalışmak olsa olsa gri bir gökyüzünde yağmurun sicim gibi gökten inmeye başlamadan önceki haliydi. odasının duvarında tek bir fotoğraf asılıydı. kafka'nın gri fotoğrafı. hayat gri renklerle dolu bir saçmalıktı. hepsi bu.






her yalnızlığın kendine açtığı yeni parantezler vardır, bu parantezleri kapatabilirsen yalnız değilsindir, peki ya o parantezi kapatamayanlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...